Osmanlı dönemi modernleşmesi, Batı medeniyetinin etkisiyle şekillenen dini ve felsefi boyutlarıyla derin bir dönüşüm sürecidir. Tanzimat ve Islahat Fermanları, dini hukuku sınırlandırarak seküler bir devlet yapısının temellerini atmış ve İslam’ın toplumsal rolünü yeniden tanımlamıştır. Bu reformlar, İslam’ın modernleşme ile bağdaştırılması çabalarını beraberinde getirmiştir. Reformist İslam düşünürleri, Batı’nın bilimsel ve teknolojik ilerlemelerinin İslam’ın temel değerleriyle uyumlu olduğunu savunmuş; dinin modernleşme sürecinde bir engel değil, bir kaynak olabileceğini öne sürmüştür. Bununla birlikte, Osmanlı modernleşmesi, Batı düşüncesinin etkisiyle sekülerleşme hareketlerini hızlandırmıştır. Jön Türkler ve İttihat ve Terakki Cemiyeti, pozitivizm ve materyalizm gibi fikirlerle modernleşmeyi laik bir çerçevede ele almıştır. Bu dönemde, dini otorite, yerini yeni bürokratik elitlere bırakmış ve ulema sınıfı toplumsal etkisini büyük ölçüde yitirmiştir. Ancak, modernleşme hareketleri, muhafazakâr kesimlerin tepkisini çekmiş ve geleneksel İslam uleması modernleşmeyi Batı’nın değerlerini dayatan bir girişim olarak değerlendirmiştir. Osmanlı modernleşmesi, bu gerilimlere rağmen Cumhuriyet dönemi reformlarına teorik bir zemin hazırlamış ve modern Türkiye’nin kimlik inşasında kritik bir rol oynamıştır.
The Religious and Philosophical Interpretation of Modernization Movements in the Ottoman Period - Osmanlı Dönemi Modernleşme Hareketlerinin Dini Ve Felsefi Yorumu © 2024 by Hüseyin Vehbi İmamoğlu is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International
Osmanlı Modernleşmesi, Din, Hukuk, Felsefe, Sekülerleşme